🌟Güncel Seminerlerimizde Yer Almak İçin Büyük Fırsatlar Sizi Bekliyor 🌟 📢 DİLGEM’in sunduğu benzersiz eğitim fırsatlarını kaçırmayın ve indirimlerimizden yararlanarak kendinizi ve ekibinizi geliştirin! 🔹Muhteşem İndirim Oranları: 🎯 Erken Kayıtta %20 İndirim! 🎯5 Kişilik Gruplar İçin %10, 10 Kişilik Gruplar İçin %20 ve 20 Kişilik Gruplar İçin %40 İndirim! 🎯Akademisyen İçin %25 İndirim! 🔹Esnek Ödeme Seçenekleri: 🎯Peşin Fiyatına 4 Taksit ile Havale/EFT! 🎯Kredi Kartları ile Tek Çekim veya 12 Taksit 🎯Kuveyt Türk Sağlam Kart işe Peşin Fiyatına 5 Taksit Avantajı! 💡DİLGEM ile Bilgi ve Becerilerinizi Geliştirin, Mesleki Yolculuğunuzda Fark Yaratın! Şimdi Kaydolun ve Eğitimde Mükemmelliği Deneyimleyin! 📱Detaylar ve Kayıt için İletişim: 0 533 165 60 94 Daha Fazla Detay İçin Doğrudan Mesaj (DM) Yoluyla Link İsteyiniz. #ergoterapist #fizyoterapist #dilvekonuşmaterapisti #odyolog #cocukgelisimuzmani #çocukgelişimci #özeleğitimöğretmeni #psikolog #psikolojikdanışman #klinikpsikolog #özeleğitimci #seminer #dilgem #dilgemcomtr #dilgemizmir @dilgem.com.tr @dilgem.gaziemir @dilgem.bornova @dilgem.cigli
1978 yılında Mary Ainsworth ve arkadaşları bebeklerin bağlanma modellerini incelemek için bir deney tasarlamışlardır. “Yabancı Durum Prosedürü” olarak adlandırılan bu deney, 100 Amerikalı aile ve 12- 18 ay aralığındaki bebeklerinin katılımı ile gerçekleşmiştir. Deney farklı aşamalardan oluşmakta ve bebeklerin bu aşamalardaki davranışlarına göre bağlanma modelleri değerlendirilmektedir. Başta bu makale olmak üzere internet sitemizde yer alan yaklaşık 3 Bin Makaleyi okumak için profilimizde yer alan internet sitemizin MAKALELER bölümünü ziyaret ediniz. #dilgemizmir #dilgem #gaziemirdilgem
Dikkat eksikliği hiperaktif bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, zihinsel engellilik ve spesifik öğrenme bozukluğu gibi gelişimsel bozukluk yaşayan çocukları yetiştirirken, başta ebeveynler olmak üzere çocuğun yakın çevresi için birçok yeni zorluk ortaya çıkar. Başta bu makale olmak üzere internet sitemizde yer alan yaklaşık 3 Bin Makaleyi okumak için profilimizde yer alan internet sitemizin MAKALELER bölümünü ziyaret ediniz. #dikkateksikliği #izmirdikkateksikliği #izmirdehb #dilgemizmir #gaziemirdilgem
Çocuklarda gelişim geriliği, çocuğun yaşına ve cinsiyetine göre beklenen gelişim kilometre taşlarına ulaşamaması durumunu ifade eder. Bu durum farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. 🔎 Gelişim geriliğinin olası nedenleri: 1. Genetik Faktörler: Aile geçmişi, genetik faktörlerle ilişkili olabilir. Ailesinde gelişim sorunları yaşayan çocuklar, benzer sorunları yaşama riski altında olabilirler. 2. Beslenme: Yetersiz veya dengesiz beslenme çocuğun büyüme ve gelişimini etkileyebilir. Özellikle kronik beslenme eksiklikleri gelişim geriliğine yol açabilir. 3. Sağlık Sorunları: Kronik hastalıklar, enfeksiyonlar veya diğer sağlık sorunları çocuğun gelişimini etkileyebilir. Erken teşhis ve tedavi önemlidir. 4. Çevresel Faktörler: Ailedeki sosyoekonomik durum, eğitim seviyesi ve çocuğun çevresi, gelişim üzerinde etkili olabilir. 5. Zihinsel ve Duygusal Faktörler: Bazı çocuklar duygusal veya zihinsel sorunlar nedeniyle gelişimlerini tam olarak gerçekleştiremeyebilirler. Gelişim geriliği belirtileri, çocuğun yaşına göre değişebilir ve genellikle doktor tarafından değerlendirilir. Erken teşhis ve uygun müdahale, çocuğun gelişimini desteklemek açısından önemlidir. Eğer bir çocukla ilgili gelişim geriliği şüphesi varsa, gelişimsel değerlendirme için bir çocuk gelişimciye danışılmalıdır. #gaziemirdilgem #dilgemizmir #gelişimgeriligi
Disleksi, özellikle okuma ve yazma becerilerini etkileyen bir öğrenme bozukluğudur. Disleksi belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak aşağıda yaygın olanlar arasında bulunan bazı belirtileri bulunmaktadır: 1. Okuma Güçlüğü: Disleksik bireyler genellikle kelime tanıma ve okuma konularında zorluk yaşarlar. Kelimeleri yanlış okuma, harf değiştirme veya kelime karıştırma sık görülen belirtilerdir. 2. Hızlı Okuma Sorunları: Disleksiye sahip kişiler okuma hızlarının yaşlarına göre geride olduğunu fark edebilirler. Okuma hızının düşük olması, okurken çaba harcamalarına neden olur. 3. Okuma Anlama Sorunları: Okurken anlama yeteneği de etkilenebilir. Disleksik bireyler, okuduklarını anlamakta zorlanabilirler. 4. Harf ve Sözcük Ters Dizme: Disleksiye sahip kişiler harf ve sözcükleri ters sıralama, ters yazma veya karıştırma eğiliminde olabilirler. 5. İmla Zorluğu: İmla hataları ve yazım sorunları disleksi belirtileri arasında yer alır. Kelimeleri doğru yazmakta güçlük çekebilirler. 6. Seslerin Farkında Olma Sorunları: Bazı disleksik bireyler, sesleri ayırt etmekte veya tanımakta zorluk yaşayabilirler. Bu, özellikle fonetik dil becerilerini etkileyebilir. 7. Okuma ve Yazma Konusunda Direnme: Disleksiye sahip kişiler okuma ve yazma aktivitelerinden kaçınma eğiliminde olabilirler çünkü bu aktiviteler onlar için zorlayıcı ve sıkıcı olabilir. 8. Karmaşık Sözcüklerde Zorluk: Disleksik bireyler, karmaşık veya uzun sözcükleri tanıma ve telaffuz etmekte daha fazla zorluk yaşayabilirler. 9. Hafıza Sorunları: Disleksi, çalışma belleğini etkileyebilir; bu da bilgiyi hafızada tutma ve hatırlama konularında zorluk yaşanmasına yol açabilir. 10. Görsel ve İşitsel Algı Sorunları: Disleksiye sahip kişiler, görsel ve işitsel uyaranları düzgün bir şekilde işlemleme ve ayırt etme konusunda sorunlar yaşayabilirler. Disleksi, bir kişinin zekasını veya yeteneklerini etkilemez ancak okuma ve yazma becerilerini etkiler. Erken tanı ve uygun eğitimle disleksi yönetilebilir. . . #disleksi #disleksitedavi #disleksiizmir #disleksitürkiye #disleksianneleri #dilgemizmir
/r/ sesi bozukluğu, bir kişinin /r/ sesini doğru bir şekilde telaffuz edememe durumunu ifade eder. Bu bozukluk genellikle konuşma terapisi ile düzeltilir. /r/ sesi bozukluğu hakkında daha fazla bilgi: 1. /r/ Sesinin Doğru Telaffuz Edilmesi: /r/ sesi, dilin ucunun ağız iç kısmına yaklaştırılmasıyla üretilir. Bu sesin doğru bir şekilde üretilmesi için dilin ve dudakların pozisyonu önemlidir. 2. İki Tür /r/ Ses Bozukluğu: /r/ sesi bozukluğu, iki temel türde olabilir. Birincisi "sert r” bozukluğudur, bu durumda /r/ sesi daha fazla vurgulanır ve sert bir ses olarak telaffuz edilir. İkincisi "yumuşak r” bozukluğudur; bu durumda /r/ sesi daha az vurgulanır ve daha yumuşak bir şekilde telaffuz edilir. 3. Nedenler: /r/ sesi bozukluğunun nedeni genellikle belirsizdir. Ancak, bazı durumlarda bu bozukluğun nedeni altta yatan bir konuşma veya dil bozukluğu, dil ve dudak anatomisi farklılıkları veya işitme problemleri olabilir. 4. Konuşma Terapisi: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi için konuşma terapisi (konuşma ve dil terapisi) kullanılır. Uzman bir konuşma terapisti, kişiye doğru telaffuz için özel egzersizler ve stratejiler sağlar. 5. Erken Müdahale: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi için erken müdahale önemlidir. Erken yaşlarda terapiye başlamak, daha hızlı ve etkili sonuçlar alınmasına yardımcı olabilir. 6. Ev Egzersizleri: Terapiye ek olarak, kişiye evde yapabileceği egzersizler önerilir. Bu egzersizler, /r/ sesinin doğru telaffuzunu pekiştirmeye yardımcı olabilir. 7. Sabır ve Motivasyon: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi zaman alabilir. Bu süreçte sabır ve kişinin kendisini motive etmesi önemlidir. Unutmayın ki /r/ sesi bozukluğu, doğru bir şekilde ele alındığında düzeltilebilir. Konuşma terapisi, bu tür konuşma bozukluklarını ele almak için etkili bir yol sağlar ve bireylere daha net ve anlaşılır bir konuşma becerisi kazandırabilir. . . #dilkonuşmaterapisi #dilkonuşma #izmirdilvekonuşmaterapisi #dilgemizmir
/r/ sesi bozukluğu, bir kişinin /r/ sesini doğru bir şekilde telaffuz edememe durumunu ifade eder. Bu bozukluk genellikle konuşma terapisi ile düzeltilir. /r/ sesi bozukluğu hakkında daha fazla bilgi: 1. /r/ Sesinin Doğru Telaffuz Edilmesi: /r/ sesi, dilin ucunun ağız iç kısmına yaklaştırılmasıyla üretilir. Bu sesin doğru bir şekilde üretilmesi için dilin ve dudakların pozisyonu önemlidir. 2. İki Tür /r/ Ses Bozukluğu: /r/ sesi bozukluğu, iki temel türde olabilir. Birincisi "sert r” bozukluğudur, bu durumda /r/ sesi daha fazla vurgulanır ve sert bir ses olarak telaffuz edilir. İkincisi "yumuşak r” bozukluğudur; bu durumda /r/ sesi daha az vurgulanır ve daha yumuşak bir şekilde telaffuz edilir. 3. Nedenler: /r/ sesi bozukluğunun nedeni genellikle belirsizdir. Ancak, bazı durumlarda bu bozukluğun nedeni altta yatan bir konuşma veya dil bozukluğu, dil ve dudak anatomisi farklılıkları veya işitme problemleri olabilir. 4. Konuşma Terapisi: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi için konuşma terapisi (konuşma ve dil terapisi) kullanılır. Uzman bir konuşma terapisti, kişiye doğru telaffuz için özel egzersizler ve stratejiler sağlar. 5. Erken Müdahale: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi için erken müdahale önemlidir. Erken yaşlarda terapiye başlamak, daha hızlı ve etkili sonuçlar alınmasına yardımcı olabilir. 6. Ev Egzersizleri: Terapiye ek olarak, kişiye evde yapabileceği egzersizler önerilir. Bu egzersizler, /r/ sesinin doğru telaffuzunu pekiştirmeye yardımcı olabilir. 7. Sabır ve Motivasyon: /r/ sesi bozukluğunun düzeltilmesi zaman alabilir. Bu süreçte sabır ve kişinin kendisini motive etmesi önemlidir. Unutmayın ki /r/ sesi bozukluğu, doğru bir şekilde ele alındığında düzeltilebilir. Konuşma terapisi, bu tür konuşma bozukluklarını ele almak için etkili bir yol sağlar ve bireylere daha net ve anlaşılır bir konuşma becerisi kazandırabilir. @dilgem.com.tr #artikülasyonbozukluğu #gaziemirdilgem #dilgemizmir #gaziemirdilkonuşma
DİLGEM olarak fizyoterapi alanında en iyi hizmeti sunma taahhüdüyle hareket ediyoruz. Bunun için; 1. Uzman ve Deneyimli Kadro: DİLGEM'de çalışan fizyoterapistler, alanında eğitimli ve deneyimlidir. Bunu sağlamak adına mesleki olarak sürekli kendilerini geliştirirler. 2. Bireyselleştirilmiş Tedavi Planları: Her bireyin ihtiyacı farklıdır, bu nedenle her tedavi planı kişiye özgü olarak hazırlanır. Hizmet verdiğimiz bireyler için en uygun tedavi yaklaşımını belirlemek ve onlara özel bir yol haritası sunmak için buradayız. 3. İlk Değerlendirme ve Tanı: DİLGEM’de her birey için bir başlangıç değerlendirmesi yapılır. Bu değerlendirme bireyin ihtiyaçlarını ve tedavi hedeflerini belirlemeye yardımcı olur. 4. Tedavi Yöntemleri ve Teknikleri: DİLGEM’de farklı fizyoterapi yöntemleri ve teknikleri sunulmaktadır. Bu yöntem ve teknikler kas-iskelet sistemi sorunları, nörolojik sorunlar, spor yaralanmaları ve diğer tıbbi durumları tedavi etmek için çeşitli yaklaşımları içerebilir. 5. Güncel Teknoloji ve Ekipmanlar: DİLGE, en son teknoloji ve donanımlarla çalışır. Tedavi sırasında kullanılan ekipmanlar güvenilir ve etkilidir. 6. İşbirliği ve İletişim: DİLGEM, hizmet verdiği bireylerin diğer sağlık profesyonelleri ile etkili bir işbirliği yapmalarını ve iletişim kurmalarını teşvik eder. Sağlığınızın bütünsel bir yaklaşımla ele alınması, en iyi sonuçları elde etmenize yardımcı olur. 7. Hasta Eğitimi: Tedavi süreci hakkında bilgilendirme ve rehberlik, sizin ve sağlığınız için önemlidir. Bunları yapan DİLGEM ayrıca tedavi sonrası evde yapmanız gereken egzersizler ve almanız gereken önlemler hakkında size gerekli bilgiyi verir. 8. Konforlu ve Güvenli Ortam: DİLGEM, bireyler için konforlu ve güvenli bir çevre sunar. 9. İyileşme İzleme: DİLGEM; tedavi süreciniz boyunca ve sonrasında sizinle temas halinde olur. Ayrıca tedavi planlarını gerektiğinde güncellemek için her zaman yanınızdadır. DİLGEM olarak sağlık ve iyilik konularında uzmanlığımızla sizi desteklemek için buradayız. Size daha sağlıklı bir yaşam yolculuğunda yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. @dilgem.com.tr #izmirfizyoterapi #gaziemirfizyoterapi #gaziemirözeleğitim #dilgemgaziemir #dilgemizmir
DİLGEM, en iyi özel eğitim hizmetini sunmak için aşağıdaki prensiplere ve uygulamalara dikkat eder: 1. Bireyselleştirilmiş Eğitim: Her öğrencinin özel ihtiyaçları farklıdır. DİLGEM’de her öğrenci için bireyselleştirilmiş eğitim planları oluşturulur. Bu planlar, öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini dikkate alır. 2. Uzman Kadro: DİLGEM, alanında uzmanlaşmış eğitimciler, terapistler ve danışmanlarla çalışır. Bu uzmanlar, öğrencilere gereken özel eğitimi sağlama yetkinliğine sahiptir. 3. Erken Müdahale: DİLGEM, özel eğitimin erken yaşlarda başlaması gerektiğine inanır. Erken müdahale, öğrencilerin gelişimini en üst düzeye çıkarmak için önemlidir. 4. Aile İşbirliği: DİLGEM’de ebeveynler, çocuklarının eğitim sürecine aktif olarak katılırlar. Bu bağlamda DİLGEM, ailelere destek ve eğitim sağlar. 5. İletişim ve Sosyal Beceriler: DİLGEM, öğrencilere iletişim becerileri ve sosyal beceriler kazandırmanın önemine inanır. Bu inanç, öğrencilerin toplum içinde bağımsız ve etkili bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olur. 6. Teknoloji ve Araçlar: DİLGEM, teknoloji ve özel eğitim araçlarını etkili bir şekilde kullanır. Bu, öğrencilere daha iyi öğrenme fırsatları sunar. 7. Değerlendirme ve İlerleme İzleme: DİLGEM’de öğrencilerin ilerlemesi izlenir ve düzenli olarak değerlendirmeler yapılır. 8. Güncel Yaklaşımlar ve Araştırma: DİLGEM, alanındaki güncel öğretim yaklaşımları ve araştırmalara dayalı en iyi uygulamaları takip eder. 9. Güvenlik ve Rahatlık: DİLGEM, öğrencilerin güvenliği ve rahatlığına önem vererek duygusal olarak güvende hissetmelerini sağlar. 10. Sürekli İyileştirme: DİLGEM, sürekli olarak kendini geliştirmeye odaklanır. Geri bildirimleri değerlendirir ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek için çaba gösterir. Bu ilkelerin toplamı, DİLGEM’in alanındaki en iyi özel eğitim hizmetini sunmasını sağlar. Ayrıca DİLGEM, yasal düzenlemelere ve evrensel etik standartlara da uyum sağlar. @dilgem.com.tr #gaziemirözeleğitim #gaziemirdilgem #dilgemizmir #izmirotizm #izmiröğrenmegüçlüğü #izmirfiziktedavi #izmirdilvekonuşmaterapisi
Mini-KIDS, "Kekeleyen Çocukların Modifikasyon Yaklaşımı"nın kısaltmasıdır. Bu yaklaşım, okul öncesi dönemde kekeleyen çocukların terapisinde kullanılan bir yöntemdir. Modifikasyon yaklaşımı, çocukların konuşma akıcılığı sorunlarına odaklanır ve kekemelik semptomlarını hafifletmeye çalışır. İşte bu yaklaşımın bazı temel özellikleri: 1. Erken Müdahale: Mini-KIDS, kekemelik belirtilerini erken dönemde tanıma ve müdahale etme felsefesine dayanır. Okul öncesi dönemde, çocukların konuşma problemlerine müdahale etmek daha etkili sonuçlar elde etmeye yardımcı olabilir. 2. Ebeveyn Katılımı: Bu yaklaşım, ebeveynlerin çocuklarına evde de destek sağlamalarını teşvik eder. Ebeveynler, çocuklarının konuşma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak teknikleri öğrenirler. 3. Yavaşlama ve Hızlandırma Teknikleri: Modifikasyon yaklaşımı, konuşma hızını kontrol etmeyi amaçlar. Çocuklara, konuşurken belirli kelimeleri veya sesleri yavaşlatmaları veya hızlandırmaları öğretilir. 4. Sessizlik ve Nefes Alma: Bu yaklaşım, çocuklara konuşurken sessizlikler bırakmayı ve doğru nefes alma tekniklerini kullanmayı öğretir. Bu, konuşma akıcılığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. 5. Pozitif Geribildirim: Mini-KIDS, çocuklara pozitif geribildirim verme ve onları destekleme odaklanır. Bu, çocukların konuşma becerilerini geliştirirken özgüvenlerini artırabilir. Bu yaklaşımın başarısı, çocuğun yaşına, kekemelik derecesine ve bireysel ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilir. Kekeleyen bir çocuğun ebeveynleri, bir konuşma dil patoloğu veya terapisti ile işbirliği yaparak en iyi müdahale planını belirlemelidirler. #dilgemizmir #dilgemgaziemir #gaziemirdilkonuşma #kekemeliktedavisi #dilgemkekemeliktedavisi
Vestibüler sistem, dengeyi ve vücut pozisyonunu kontrol etme işlevini yerine getiren bir iç kulak sistemi bileşenidir. Bu sistem, vücudunuzun yere göre nasıl oryantasyon aldığınızı ve hareket ettiğinizi izler. Vestibüler sistem, dengeyi, koordinasyonu ve vücut pozisyonunun kontrolünü etkiler. Bu sistem geliştirilebilir ve güçlendirilebilir. İşte vestibüler sistemi geliştirmenin bazı yolları: 1. Denge Tahtası Kullanımı: Denge tahtaları veya dengeli yüzeyler, vestibüler sistemi uyarmanın etkili bir yoludur. Bu tahtalar üzerinde durmak, çeşitli pozisyonlara geçmek veya hareket etmek dengeyi geliştirebilir. 2. Göz Kapalı Egzersizler: Göz kapalıyken denge tahtasında veya tek ayak üzerinde durma gibi egzersizler, vestibüler sistemi daha fazla zorlar. Bu tür egzersizler, vestibüler sistemi güçlendirebilir. 3. Dönme Egzersizleri: Yavaş ve kontrollü dönme egzersizleri, iç kulaktaki vestibüler sistemi uyarabilir. Örneğin, başınızı yavaşça sağa ve sola çevirmek veya ileri geri sallamak bu sistemi aktif hale getirebilir. 4. Yoga ve Tai Chi: Yoga ve Tai Chi gibi aktiviteler, dengeyi ve vücut farkındalığını geliştirmeye yardımcı olabilir. Bu egzersizler, vestibüler sistemi güçlendirebilir ve vücut pozisyonunu kontrol etmeyi öğretebilir. 5. Hareketli Oyunlar: Bisiklete binmek, yüzme yapmak veya kaykay gibi sporlar, vestibüler sistemi aktif hale getirebilir. Bu aktiviteler, vücut hareketlerini koordine etmeyi ve dengeyi geliştirmeyi teşvik eder. 6. Profesyonel Yardım: Eğer ciddi denge sorunları veya vestibüler sistemi etkileyen diğer sağlık sorunları varsa, bir fizyoterapist veya uzman bir sağlık profesyoneli ile çalışmak önemlidir. Onlar size özelleştirilmiş egzersizler ve terapiler sağlayabilirler. Vestibüler sistemi güçlendirmek, dengeyi ve koordinasyonu artırabilir, spor performansını iyileştirebilir ve düşme riskini azaltabilir. Ancak herhangi bir sağlık sorununuz veya endişeniz varsa, önce bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir. . . #vestibülersistem #vestibüler #fizyoterapi #fiziktedaviverehabilitasyon #dilgemizmir
Vestibüler sistem, dengeyi ve vücut pozisyonunu kontrol etme işlevini yerine getiren bir iç kulak sistemi bileşenidir. Bu sistem, vücudunuzun yere göre nasıl oryantasyon aldığınızı ve hareket ettiğinizi izler. Vestibüler sistem, dengeyi, koordinasyonu ve vücut pozisyonunun kontrolünü etkiler. Bu sistem geliştirilebilir ve güçlendirilebilir. İşte vestibüler sistemi geliştirmenin bazı yolları: 1. Denge Tahtası Kullanımı: Denge tahtaları veya dengeli yüzeyler, vestibüler sistemi uyarmanın etkili bir yoludur. Bu tahtalar üzerinde durmak, çeşitli pozisyonlara geçmek veya hareket etmek dengeyi geliştirebilir. 2. Göz Kapalı Egzersizler: Göz kapalıyken denge tahtasında veya tek ayak üzerinde durma gibi egzersizler, vestibüler sistemi daha fazla zorlar. Bu tür egzersizler, vestibüler sistemi güçlendirebilir. 3. Dönme Egzersizleri: Yavaş ve kontrollü dönme egzersizleri, iç kulaktaki vestibüler sistemi uyarabilir. Örneğin, başınızı yavaşça sağa ve sola çevirmek veya ileri geri sallamak bu sistemi aktif hale getirebilir. 4. Yoga ve Tai Chi: Yoga ve Tai Chi gibi aktiviteler, dengeyi ve vücut farkındalığını geliştirmeye yardımcı olabilir. Bu egzersizler, vestibüler sistemi güçlendirebilir ve vücut pozisyonunu kontrol etmeyi öğretebilir. 5. Hareketli Oyunlar: Bisiklete binmek, yüzme yapmak veya kaykay gibi sporlar, vestibüler sistemi aktif hale getirebilir. Bu aktiviteler, vücut hareketlerini koordine etmeyi ve dengeyi geliştirmeyi teşvik eder. 6. Profesyonel Yardım: Eğer ciddi denge sorunları veya vestibüler sistemi etkileyen diğer sağlık sorunları varsa, bir fizyoterapist veya uzman bir sağlık profesyoneli ile çalışmak önemlidir. Onlar size özelleştirilmiş egzersizler ve terapiler sağlayabilirler. Vestibüler sistemi güçlendirmek, dengeyi ve koordinasyonu artırabilir, spor performansını iyileştirebilir ve düşme riskini azaltabilir. Ancak herhangi bir sağlık sorununuz veya endişeniz varsa, önce bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir. #gaziemirduyubütünleme #gaziemirdilgem #dilgemizmir
Tam gün özel eğitim, özel gereksinimlere sahip bireylerin daha iyi bir eğitim deneyimi yaşamalarına katkıda bulunabilir. Tam gün özel eğitimin önemli yönleri: 1. Daha Fazla Öğrenme Zamanı: Tam gün eğitim, özel gereksinimlere sahip bireylere daha fazla öğrenme zamanı sunar. Bu, çeşitli öğrenme deneyimleri yaşamalarına ve becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. 2. Sosyal ve Duygusal Gelişimi Destekler: Uzun süreli eğitim, öğrencilere daha fazla fırsat sunar ki bu da sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemelerine yardımcı olabilir. Arkadaşlık kurma, işbirliği yapma ve iletişim becerileri bu süreçte geliştirilebilir. 3. Özel Gereksinimlere Daha İyi Yanıt Verme: Tam gün eğitim, özel gereksinimlere sahip bireylerin bireysel ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilir. Bu, öğretmenlere daha fazla zaman ve fırsat sağlar ki bu da özel eğitim programlarını daha iyi kişiselleştirmelerine yardımcı olur. 4. Ailelere Destek Sağlar: Tam gün eğitim, ailelere çocuklarının eğitimine daha fazla destek sağlama fırsatı sunar. Aileler, çocuklarının gelişimini ve öğrenme ilerlemesini daha yakından takip edebilirler. 5. İş Gücüne ve Topluma Katkı Sağlar: Tam gün eğitim, özel gereksinimlere sahip bireylerin ileride bağımsızlık kazanmalarına, iş gücüne katkı sağlamalarına ve topluma entegre olmalarına yardımcı olabilir. Bu, uzun vadede toplumsal katkılarını artırabilir. Ancak, tam gün özel eğitimin başarılı olması için iyi planlanmış bir eğitim programı, nitelikli öğretmenler ve uygun kaynaklar gereklidir. Ayrıca, öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına ve ailesinin tercihlerine dikkat edilmesi önemlidir. “Tam Gün Özel Eğitim, Her Çocuğun Hakkıdır.” . . #özelegitim #özeleğitimizmir #izmirozelegitim #dilgemizmir
Early Start Denver Model (ESDM), otizm spektrum bozukluğu (OSB) gösteren çok küçük çocuklar için geliştirilen, bireyselleştirilmiş bir terapi yaklaşımıdır. ESDM, 12 ila 48 aylık çocuklar için erken müdahale ve öğrenme programı olarak kullanılır. Aşağıda ESDM hakkında bazı temel bilgiler bulunmaktadır: 1. Erken Müdahale: ESDM, otizm belirtileri olan çocuklara mümkün olan en erken aşamada müdahale etmeyi hedefler. Bu, çocukların sosyal, dil ve iletişim becerilerini daha iyi geliştirmelerine yardımcı olur. 2. Bireyselleştirilmiş: Her çocuğun özel ihtiyaçlarına ve güçlü yönlerine uygun olarak bireyselleştirilir. Terapistler, çocuğun bireysel ilgi alanlarını ve güçlü yönlerini kullanarak öğrenmeyi teşvik eder. 3. Ebeveyn Katılımı: ESDM, aileleri terapi sürecine aktif bir şekilde dahil etmeyi teşvik eder. Ebeveynler, çocuklarına evde de destek sağlayabilirler. 4. Çeşitli Öğrenme Alanları: ESDM, iletişim, sosyal beceriler, bilişsel beceriler, motor beceriler ve günlük yaşam becerileri gibi çeşitli öğrenme alanlarını kapsar. 5. Oyun Temelli: ESDM, öğrenmeyi oyun temelli bir şekilde ele alır. Çocukların oyun yoluyla sosyal ve iletişim becerileri geliştirmelerine yardımcı olur. 6. İletişim Gelişimi: İletişim becerilerinin geliştirilmesine özel önem verir. Sözel ve sözel olmayan iletişim yollarını destekler. 7. Araştırmaya Dayalı: ESDM, bilimsel araştırmalara dayalı olarak geliştirilmiştir ve etkililiğini destekleyen birçok çalışma bulunmaktadır. ESDM, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların daha iyi yaşam kalitesi elde etmelerine ve toplumsal katılımlarını artırmalarına yardımcı olur. Ancak bu model, uzman bir terapist tarafından uygulanmalı ve çocuğun ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmelidir. . . #earlystartdenvermodel #esdm #dilgemizmir
Oyun, özel eğitimde önemli bir öğrenme aracı ve stratejisi olarak kullanılır. Özellikle özel gereksinimlere sahip çocuklar için oyun, çeşitli faydalar sunabilir: 1. Motivasyon ve Katılım Artışı: Oyunlar, öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirerek çocukların motivasyonunu ve katılımını artırabilir. Bu, öğrencilerin daha fazla ilgi göstermelerini ve daha uzun süre odaklanmalarını teşvik edebilir. 2. Sosyal Becerilerin Gelişimi: Oyunlar, çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ekip çalışması, işbirliği yapma, kurallara uyma ve iletişim gibi beceriler, oyunlar sırasında doğal bir şekilde geliştirilebilir. 3. Dil Gelişimi: Özel eğitimde oyunlar, dil gelişimini teşvik edebilir. Kelime dağarcığını artırma, hikayeler anlatma ve ifade yetenekleri oyunlar aracılığıyla geliştirilebilir. 4. Öz-Düzenleme Becerileri: Oyunlar, çocukların kendi kendilerini düzenleme, kurallara uyma, bekleyiş becerileri ve sabır gibi öz-düzenleme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. 5. Öğrenme Becerileri: Oyunlar, temel öğrenme becerilerini öğretmek için kullanılabilir. Matematik, okuma, yazma veya bilimsel kavramları içeren oyunlar, özel eğitim öğrencilerine bu becerileri eğlenceli bir şekilde öğrenme fırsatı sunabilir. 6. Duygusal Denge: Oyunlar, çocukların duygusal dengeyi sağlama ve duygusal ifade yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Rolleri taklit etme veya oyun sırasında duygusal ifade, duygusal farkındalığı artırabilir. Öğretmenler ve özel eğitim uzmanları, öğrencilerin ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına uygun oyun tabanlı öğrenme materyalleri geliştirebilirler. Oyunların, öğrenme hedeflerini destekleyecek şekilde özelleştirilmesi önemlidir. Sonuç olarak, oyunlar özel eğitimde etkili bir öğrenme stratejisi olarak kullanılabilir. Öğrencilerin özel ihtiyaçlarına ve güçlü yanlarına odaklanarak, oyunlar öğrenme deneyimini daha etkili ve keyifli hale getirebilir. . . #oyunterapisi #izmiroyunterapisi #çiğlioyunterapisi #dilgemizmir
Serebral palsi (CP) tedavisinin bir parçası olarak fizyoterapi önemli bir rol oynar. Fizyoterapi, CP'li bireylerin fiziksel işlevlerini geliştirmeye, kas gücünü artırmaya, hareket aralığını genişletmeye ve günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmaya yönelik bir dizi yöntemi içerir. İşte serebral palsi tedavisinde fizyoterapinin nasıl yardımcı olabileceği hakkında bazı önemli noktalar: 1. Kas Gücü ve Esnekliğinin Artırılması: Fizyoterapi, kas gücünü artırmak ve kasların esnekliğini artırmak için özel egzersizler ve teknikler içerir. Bu, hareket yeteneklerini artırmaya ve kas sertliğini azaltmaya yardımcı olabilir. 2. Yürüme ve Hareket Yeteneklerinin Geliştirilmesi: CP'li bireylerin yürüme ve hareket yeteneklerini geliştirmek için fizyoterapistler, yürüme eğitimi ve dengeli hareketler üzerine çalışabilirler. Özel cihazlar veya destekleyici ekipmanlar kullanılabilir. 3. Postür İyileştirmesi: Fizyoterapi, doğru vücut pozisyonlarını ve postürü öğretmeye yardımcı olabilir. Bu, ağrıyı azaltabilir ve daha iyi dengelenmeyi teşvik edebilir. 4. Bağımsızlık ve Günlük Yaşam Becerileri: Fizyoterapi, CP'li bireylerin günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmak için işlevsel becerileri geliştirmeye odaklanır. Bu, örneğin kendilerini giyinme, yeme, tuvalete gitme ve ev içi hareketlilik gibi günlük aktivitelerde daha bağımsız olmalarına yardımcı olabilir. 5. Ağrı Yönetimi: CP'li bireylerde ağrı yaygın bir sorundur. Fizyoterapi, kas gerginliği ve ağrıyı azaltmaya yönelik teknikleri içerebilir. 6. Ergoterapi ile İşbirliği: Fizyoterapistler, serebral palsi tedavisinin bir parçası olarak ergoterapistlerle işbirliği yapabilirler. Bu, özellikle günlük yaşam becerilerinin geliştirilmesi ve kişiye özel yardımcı cihazların değerlendirilmesi açısından önemlidir. . . #selebralpalsi #izmirselebralpalci #fizyoterapi #izmirfizyoterapist #izmirfizyoterapi #dilgemizmir
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), dil ve iletişim becerilerinde çeşitli zorluklarla ilişkilendirilebilir. Otizmi olan bireyler arasında dil ve iletişim becerilerinde büyük farklılıklar görülebilir, bu nedenle her bireyin deneyimi farklı olabilir. İşte otizmde dil ve iletişimle ilgili bazı temel özellikler: 1. Dil Gelişiminde Gecikmeler: Otizmi olan bazı çocuklar, yaşlarına göre dil gelişiminde gecikmeler yaşayabilirler. Kelime dağarcığı genellikle yaşa uygun olmayabilir ve cümle yapıları sınırlı olabilir. 2. İletişim Zorlukları: Otizmi olan bireyler, duygusal ifade, göz teması kurma, jestler veya vücut dili gibi iletişim becerilerinde zorluklar yaşayabilirler. Diğer insanlarla etkileşime girmekte zorlanabilirler. 3. Tekrarlayıcı Dil ve Konuşma: Bazı otistik bireyler, tekrarlayıcı veya stereotipik dil kullanabilirler. Örneğin, aynı cümleleri veya kelime öbeklerini tekrar etme eğiliminde olabilirler. 4. Sosyal Konuşma Zorlukları: Otizmi olan çocuklar, başkalarıyla sosyal konuşmalarda zorluk yaşayabilirler. Konuşma sırasında diğer insanların ilgisini çekme veya paylaşma ihtiyacı eksik olabilir. 5. Echolalia: Bazı otistik bireyler, duydukları konuşmaları tekrar etme eğiliminde olabilirler. Bu, anlamlı bir iletişim yerine başkalarının söylediklerini yineleme şeklinde görülebilir. Otizmi olan her birey farklıdır ve dil ve iletişim becerilerindeki zorluklar derecesine göre değişebilir. Bazı otistik bireyler, iletişim becerilerini zamanla geliştirebilirlerken, diğerleri için daha fazla destek ve özel eğitim gerekebilir. Erken tanı ve uygun müdahaleler, otizmi olan çocukların dil ve iletişim becerilerini desteklemeye yardımcı olabilir. Konuşma terapisi, özel eğitim ve diğer terapötik yaklaşımlar bu konuda etkili olabilir. Ebeveynler ve uzmanlar, her bireyin özel ihtiyaçlarını anlamak ve onlara uygun destek sağlamak için işbirliği yapmalıdır. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #otizmizmir #izmirotizm #dilkonuşma #dilkonuşmaterapisi #otizmdilkonuşma #dilgemizmir
Rezonans bozuklukları, kişinin ses üretirken burun ve ağız boşluklarını düzgün bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan sesli bir konuşma bozukluğudur. Bu bozukluklar, genellikle seslerin normalden farklı bir şekilde çıkmasına neden olur. Rezonans bozukluklarının belirtileri şunlar olabilir: 1. Hipernazal Konuşma: Rezonans bozukluğu olan kişiler, normalden daha fazla burun sesiyle konuşabilirler. Sesleri ve kelimeleri normalden daha fazla burun boşluğunda üretirler. 2. Hiponazal Konuşma: Rezonans bozukluğu olan kişiler, normalde burunla üretilmesi gereken sesleri ağız boşluğunda üretebilirler. Bu nedenle sesler ve kelimeler genellikle burun sesi olmadan çıkar. 3. Ses Değişiklikleri: Belirli seslerin veya kelimelerin normalden farklı bir şekilde çıkması söz konusu olabilir. Bu, konuşma anlaşılabilirliğini etkileyebilir. 4. Ağız Hareketlerinde Sorunlar: Rezonans bozukluğu olan kişiler, ağız kaslarını ve dudakları düzgün bir şekilde kullanmada zorluk yaşayabilirler. Bu, seslerin ve kelimelerin normalden farklı çıkmasına yol açabilir. 5. Dil Hareketlerinde Sorunlar: Bazı rezonans bozuklukları, dilin yutma veya dil hareketlerinde sorunlar yaşanmasına neden olabilir. Bu da konuşma akıcılığını etkileyebilir. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . . #rezonans_terapileri #rezonansterapileri #izmirdilvekonuşmaterapisi #izmirdilkonuşma #dilgemizmir
Probrioseptif sistem, vücutta bulunan bir algılama sistemi ve duyusal bilgi sağlama sürecidir. Bu sistem, kişinin vücut pozisyonunu ve hareketini algılamasına yardımcı olur. Probrioseptif sistemi geliştirmek için bir dizi egzersiz ve aktivite uygulanabilir. Bu, vücut bilincini artırarak daha iyi denge, koordinasyon ve hareket kontrolü sağlayabilir. 1. Denge tahtaları veya dengeli yüzeyler, vücut dengesini geliştirmek için etkili araçlardır. Bu tahtalar üzerinde durmak veya çeşitli egzersizleri yapmak, proprioceptif sistemi uyarabilir. 2. Büyük egzersiz topları veya küçük denge topları, dengeyi ve koordinasyonu geliştirmek için kullanılabilir. Bu topları üzerinde oturmak, dönmek veya farklı pozisyonlarda tutmak proprioception sistemini uyarabilir. 3. Yoga ve Pilates, vücut bilinci ve dengeyi artırmaya yardımcı olabilir. Bu egzersizler, kasları güçlendirmek ve vücut pozisyonunu iyileştirmek için etkilidir. 4. Hareket terapisi veya fiziksel terapi gibi profesyonel yardımla, proprioceptive sistemi geliştirmek mümkündür. Bu tür terapiler, bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilebilir. 5. Ayakkabısız veya ayak tabanına daha yakın tabanlı ayakkabılarla yürümek, ayaklar üzerindeki hassasiyeti artırabilir ve proprioceptive sistemi uyarabilir. 6. Nesneleri toplama, taşıma veya yerleştirme oyunları, vücut bilincini ve el-göz koordinasyonunu geliştirmek için kullanılabilir. 7. Çimen, kum, çakıl gibi farklı zeminlerde yürümek veya koşmak, ayakların ve bacakların farklı yüzeylere uyum sağlamasını ve proprioceptive sistemi uyarır. . . #proprioseptifduyu #proprioseptif #dilgemizmir
Dizartri, konuşma kaslarının kontrolünde bir bozukluk nedeniyle konuşma yeteneğini etkileyen bir konuşma bozukluğudur. Dizartri'nin belirtileri aşağıda sıralanmıştır: 1. İstemsiz Ses Değişiklikleri: Dizartri, konuşurken istemsiz ses değişikliklerine yol açabilir. Bu değişiklikler, seslerin bozulması, yanlış yerde üretilmesi veya eksikliği gibi olabilir. 2. Anlaşılmaz Konuşma: Dizartri'nin belirgin bir özelliği, konuşmanın anlaşılabilirliğini azaltmasıdır. Kişinin konuşması zor anlaşılır veya anlaşılmaz hale gelebilir. 3. Hızlı veya Yavaş Konuşma: Dizartri, konuşma hızını etkileyebilir. Bazı insanlar daha hızlı veya daha yavaş konuşurken, normal konuşma hızından sapmalar yaşayabilirler. 4. Vurgu ve Tonlamada Sorunlar: Dizartri olan kişiler, konuşma sırasında doğru vurgu ve tonlama kullanmakta zorluk çekebilirler. Bu, duygusal ifadeleri veya anlamı iletmekte sorunlara neden olabilir. 5. Konuşma Kaslarının Zayıflığı: Dizartri, dil, dudaklar, çene ve boğaz gibi konuşma kaslarının zayıf olmasından kaynaklanabilir. Bu zayıflık, konuşma yeteneğini etkiler. 6. Yutma Güçlüğü: Dizartri, yutma güçlüğüne yol açabilir. Yemek yerken veya içerken sorunlar yaşanabilir. 7. Konuşma Sırasında Nefes Sorunları: Konuşma kaslarının kontrolünde sorun yaşandığında, konuşma sırasında doğru nefes almakta zorluk yaşanabilir. 8. Konuşma Kaslarının Titremesi: Dizartri, konuşma kaslarında titreme veya istemsiz hareketlilik sorunlarına neden olabilir. Dizartri, nörolojik bozukluklar (örneğin, inme, Parkinson hastalığı, beyin travması gibi) veya kas kontrolünü etkileyen diğer sağlık sorunları sonucu ortaya çıkabilir. Tedavi genellikle bir konuşma terapisti veya dil patoloğu tarafından yürütülür. Tedavi, kişinin konuşma kaslarını güçlendirmeye, koordinasyonunu artırmaya ve konuşma becerilerini geliştirmeye yöneliktir. Ayrıca, dizartri'nin temel nedeni olan sağlık sorunlarının tedavi edilmesi de önemlidir. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . . #dizatri #dilkonuşmaizmir #dilvekonuşmabozuklukları #çiğlidilkonuşma #dilgemizmir
Çocukluk çağı konuşma apraksisi (CCA), çocukların konuşma kaslarını koordine etme ve konuşma seslerini düzgün bir şekilde üretme yeteneğini etkileyen nadir bir konuşma bozukluğudur. CCA'nın belirtileri aşağıda sıralanmıştır: 1. İstemsiz Ses Değişiklikleri: Çocukluk çağı konuşma apraksisi olan çocuklar, konuşurken seslerini veya heceleri istemsiz olarak değiştirebilirler. Örneğin, "mama" kelimesini "nana" olarak söylemek gibi. 2. Kelimeleri veya Sesleri Yutma: CCA'ya sahip çocuklar, bazı sesleri veya heceleri atlayabilir veya yutabilirler. Bu, konuşma anlaşılabilirliğini azaltabilir. 3. Konuşma Hataları: Konuşma sırasında sesleri veya heceleri karıştırabilirler. Örneğin, "pasta" kelimesini "patsa" olarak söylemek gibi. 4. Konuşma Gelişiminde Gecikme: CCA'ya sahip çocuklar, yaşıtlarına göre konuşma becerilerini geliştirmekte gecikebilirler. İlk kelime veya cümlelerini kurma konusunda zorluk yaşayabilirler. 5. Konuşma Zorluğu: Konuşma sırasında çocuklar, sesleri veya heceleri düzgün bir şekilde üretmekte zorluk çekebilirler. Bu, konuşma akıcılığını ve anlaşılabilirliğini etkileyebilir. 6. Konuşma Ritmi Sorunları: CCA'ya sahip çocuklar, konuşma ritmini bozabilirler. Bu, konuşma sırasında istikrarlı bir hızda ve vurguyla konuşma konusunda zorluk yaşamalarına neden olabilir. 7. Artikülasyon Güçlüğü: Konuşma kaslarını koordine etmedeki zorluklar nedeniyle, CCA'ya sahip çocuklar sesleri veya heceleri düzgün bir şekilde telaffuz etmekte güçlük yaşayabilirler. Çocukluk çağı konuşma apraksisi, bir çocuğun konuşma yeteneklerini etkileyebilir ve iletişimde sorunlara yol açabilir. Erken tanı ve uygun terapi ile çocukların konuşma becerileri geliştirilebilir. Bu nedenle, çocuğunda CCA belirtileri olduğunu düşünen aileler, bir konuşma terapisti veya dil patoloğu ile iletişime geçmelidirler. Terapi, çocuğun konuşma kaslarını güçlendirmeye, koordinasyonunu artırmaya ve konuşma becerilerini geliştirmeye odaklanır. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #izmirapraksi #izmirçocukgelişimi #izmirdilkonuşma #izmirdilkonuşmaterapisi #dilgemizmir
Artikülasyon bozukluğu, konuşma seslerinin doğru şekilde üretilememesi veya söylenirken yanlış yerde veya yanlış şekilde üretilmesi durumunu ifade eder. Bu bozukluklar genellikle çocukluk döneminde başlar ve bir konuşma patoloğu tarafından değerlendirilip tedavi edilebilir. İşte artikülasyon bozukluğunun belirtileri: 1. Sesleri Yanlış Telaffuz Etme: Artikülasyon bozukluğu olan kişiler, belirli sesleri yanlış telaffuz edebilirler. Örneğin, "r" sesini "w" olarak söylemek veya "s" sesini "th" olarak söylemek gibi. 2. Sesleri Atlama veya Atlamama: Bazı sesleri konuşma sırasında tamamen atlayabilirler. Örneğin, "şeker" yerine "eker" demek. Ya da bazı sesleri eklemek istemedikleri durumlar da yaşanabilir. 3. Net Konuşamama: Konuşma bozukluğu olan bireyler, kelimeleri ve cümleleri net bir şekilde söylemekte zorluk çekebilirler. Bu, iletişimlerinin anlaşılmasını zorlaştırabilir. 4. İletişim Güçlükleri: Artikülasyon bozukluğu, kişinin iletişim becerilerini olumsuz etkileyebilir. Bu, okul, iş veya sosyal ilişkilerde sorunlara neden olabilir. 5. Dil ve Dudak Hareketlerinde Sorunlar: Konuşma sırasında dudak, dil ve çene hareketlerinde sorunlar yaşanabilir. Bu, belirli seslerin üretimini zorlaştırabilir. 6. Kendine Güvensizlik: Artikülasyon bozukluğu olan bireyler, konuşma sırasında kendilerine güvensizlik yaşayabilirler. Bu da özsaygılarını etkileyebilir. Artikülasyon bozukluğu, çocuklarda doğal bir gelişim aşaması olarak görülebilir, ancak bazı durumlarda tedavi gerekebilir. Bir konuşma patoloğu, bu bozukluğun nedenini değerlendirebilir ve özel terapi programları ile bireyin konuşma becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Tedavi erken başladığında daha etkili olabilir, bu nedenle belirtiler fark edildiğinde profesyonel yardım aramak önemlidir. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . . #izmirartikülasyon #artikülasyonbozuklugu #artikülasyonbozukluğu #artikülasyonterapisi #dilgemizmir
Çocuklarda dil bozukluğu, dil gelişiminde yaşanılan sorunları ifade eder. Her çocuk farklı hızlarda dil geliştirir, ancak bazı çocuklar dil becerilerini geliştirme konusunda sorunlar yaşayabilirler. İşte çocuklarda dil bozukluğunun belirtileri: 1. Geç Konuşma: Çocuklarda dil bozukluğu, yaşlarına göre beklenenden daha geç konuşmaya başlamalarıyla başlayabilir. Örneğin, 2 yaşından itibaren anlamlı kelimeler veya cümleler kuramayan çocuklar için endişe kaynağı olabilir. 2. Dil Becerilerinin Yaşa Uygun Olmayışı: Çocuklarda dil bozukluğu belirtileri, yaşlarına uygun dil becerilerini kazanamamış olmalarıyla ilgilidir. Bu, kelime hazinelerinin veya cümle yapısının yaşlarına göre geride olması anlamına gelebilir. 3. İletişim Sorunları: Dil bozukluğu yaşayan çocuklar, iletişim kurmakta zorluk çekebilirler. Başkaları tarafından anlaşılmamak veya düşüncelerini ifade etmekte zorlanmak gibi sorunlar yaşayabilirler. 4. Anlama Güçlüğü: Dil bozukluğu yaşayan çocuklar, söylenenleri anlamakta da güçlük çekebilirler. Bu, öğretmenlerin veya ebeveynlerin talimatlarına veya hikayelere odaklanmakta zorlanmalarına neden olabilir. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #dilbozukluğu #izmirdkt #çiğlidilkonuşma #izmirdilvekonuşmaterapisi #dilgemizmir
Görsel algı, çevremizdeki görüntüleri anlama, yorumlama ve işleme yeteneğimizi ifade eder. Görsel algıyı geliştirmek için aşağıdaki yolları deneyebilirsiniz: 1. Sanat ve Çizim: Sanat yapmak, görsel algıyı geliştirmek için harika bir yoldur. Düzenli olarak çizim yapmak veya resim yapmak, görsel detaylara daha fazla dikkat göstermenize ve görsel sanat becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olabilir. 2. Dikkat ve Gözlem: Görsel detaylara daha fazla dikkat göstermek için günlük yaşamınızda gözlem yapmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz. Doğadaki detayları, insanların yüz ifadelerini veya mimari detayları fark etmek, görsel algınızı güçlendirebilir. 3. Yapboz ve Bulmaca Çözme: Yapboz ve bulmacalar, görsel algıyı teşvik eden eğlenceli aktivitelerdir. Renkleri, desenleri ve şekilleri birleştirerek görsel algıyı güçlendirebilirsiniz. 4. Fotoğrafçılık: Fotoğraf çekmek, görsel algıyı geliştirmenin harika bir yoludur. Farklı açılardan, ışık koşullarından ve kompozisyonlardan yararlanarak görsel detaylara daha fazla dikkat edebilirsiniz. 5. Görsel Hafıza Oyunları: Görsel hafıza oyunları, görsel algıyı güçlendiren eğlenceli aktivitelerdir. Bellek oyunları oynamak, nesneleri, desenleri veya renkleri hatırlamak için görsel hafızayı kullanmanıza yardımcı olabilir. 6. Kitap Okuma ve Çizgi Romanlar: Kitap okuma, hayal gücünüzü ve görsel algınızı teşvik eder. Özellikle çizgi romanlar, görsel hikayeleri takip etmek için mükemmel bir seçenektir. . . #görselalgı #görselalgıçalışması #görseldikkat #görseliletişim #dilgemizmir
Özel eğitimde erken tanı ve erken eğitim, otizm gibi gelişim bozuklukları veya özel gereksinimlere sahip bireyler için son derece önemlidir. İşte nedenleri: 1. Erken Tanı, Erken Müdahaleyi Mümkün Kılar: Erken tanı, bir çocuğun özel ihtiyaçlarını belirlemeye yardımcı olur. Bu, gerektiğinde erken müdahaleye başlama fırsatı sağlar. Erken müdahale, bireyin özel gereksinimlerini karşılamak ve gelişimlerini desteklemek için önemlidir. 2. Beyin Gelişimi Üzerinde Olumlu Etki: Erken eğitim, beyin gelişimi için kritik bir dönemde başladığında daha etkili olabilir. Özellikle çocukluk dönemi, beyin plastisitesinin en yüksek olduğu zamandır. Bu nedenle, erken eğitim, çocuğun daha iyi bir şekilde öğrenmesine ve becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. 3. Sosyal ve İletişim Becerilerini Geliştirme: Erken eğitim, otizm gibi gelişim bozukluklarına sahip çocukların sosyal ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bu beceriler, çocuğun diğer insanlarla etkileşim kurabilmesi ve iletişim kurabilmesi açısından kritiktir. 4. Ailelere Destek Sağlama: Erken tanı ve eğitim, ailelere de önemli bir destek sağlar. Aileler, çocuklarının özel gereksinimlerini daha iyi anlayabilir ve bu gereksinimlere nasıl yanıt verebileceklerini öğrenebilirler. 5. Topluma Entegrasyonu Kolaylaştırma: Erken eğitim, bireyin toplumlarına daha iyi entegre olmalarını sağlayabilir. Bu, ileriki yaşlarda bağımsızlık ve iş yaşamına daha iyi hazırlık anlamına gelir. Sonuç olarak, erken tanı ve erken eğitim, özel eğitim alanında kritik öneme sahiptir. Bu yaklaşım, özel gereksinimlere sahip bireylerin daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmalarına yardımcı olabilir ve topluma daha iyi entegre olmalarını sağlayabilir. . . . #ozeletim #izmirözeleğitim #çiğliözeleğitim #otizmizmir #izmirotizm #dilgemizmir
Aşağıda bilgileri yer alan eğitim DİLGEM Şube çalışanlarına Ücretsizdir. Kayıt için eğitimi sepete ekledikten sonra Havale seçeneğini tercih ederek kayıt olunuz. https://www.dilgem.com.tr/tr/seminer/ogretme-ve-degerlendirme-surecinde-zihin-haritalari-egitim-programi/ . . . #dilgemizmir #dilgem #dilgemcomtr
Dilgem ve Sıradışı Çocuklar işbirliği ile Tuğrul Öztürk'le beraber gerçekleştireceğimiz 'Müziğin Özel Çocuklar Üzerindeki Etkileri' konulu canlı yayınımıza herkesi bekliyoruz. Ayrıca bir benzeri daha olmayan bu canlı yayında gelen önemli soruları da cevaplandıracağız. Şimdiden herkese keyifli izlemeler. . . . #izmir #izmirözeleğitim #izmirotizm #müzikveözeleğitim #izmirrehabilitasyonmerkezi #ozelegitimvemuzik #dilgem #dilgemizmir
Çocuk gelişimi takibi, bir çocuğun büyümesi, gelişimi ve sağlığı hakkında bilgi toplamak ve izlemek anlamına gelir. Bu süreç, çocuğun fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimini değerlendirmeyi içerir. Çocuk gelişimi takibi, önemli bir rol oynar ve şu nedenlerle büyük bir öneme sahiptir: 1. Erken Tanı ve Müdahale: Çocuk gelişimi takibi, potansiyel sorunları erken teşhis etme fırsatı sunar. Erken tanı, erken müdahale anlamına gelir ve çocuğun ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verilmesini sağlar. Bu, gelişimsel gecikmeleri veya sağlık sorunlarını daha erken ele almayı mümkün kılar. 2. Gelişim İzlemi: Çocuk gelişimi takibi, çocuğun fiziksel büyümesini, motor becerilerini, dil gelişimini ve bilişsel yeteneklerini izlemeyi içerir. Bu bilgi, çocuğun normal gelişim sürecini belirlemede ve gerektiğinde müdahale etmede önemlidir. 3. Eğitim ve Öğrenme İçin Temel: Çocuk gelişimi takibi, eğitimcilerin ve ailelerin çocuğun öğrenme gereksinimlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu, eğitim programlarını çocuğun ihtiyaçlarına göre uyarlamalarını kolaylaştırır. 4. Ailelere Bilgi Sağlar: Çocuk gelişimi takibi, ailelere çocuklarının büyümesi ve gelişmesi hakkında bilgi sağlar. Bu, ailelerin çocuklarını daha iyi anlamalarına ve onları desteklemelerine yardımcı olur. 5. Sağlık Sorunlarının Erken Teşhisi: Bu süreç ayrıca çocuğun sağlığını izlemeyi içerir. Erken tanı, sağlık sorunlarının daha hızlı ele alınmasını ve tedavi edilmesini sağlayabilir. 6. İstismar ve İhmalin Tespit Edilmesi: Çocuk gelişimi takibi, çocuğun istismar veya ihmal belirtilerini tespit etmeye yardımcı olabilir. Bu, çocuğun güvende olmasını sağlama açısından kritiktir. Sonuç olarak, çocuk gelişimi takibi, çocukların sağlıklı büyümelerini ve gelişmelerini desteklemek, potansiyel sorunları erken tanımak ve ailelere rehberlik etmek için önemli bir araçtır. Bu süreç, çocukların en iyi şekilde büyümelerini ve gelişmelerini sağlamaya yardımcı olur. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #çocukgelişimi #çocukgelişimiizmir #izmirçocukgelişimi #çiğli #bornova #bayraklı #menemen #dilgemizmir
Afazi, bir kişinin konuşma yeteneğini etkileyen bir nörolojik bozukluktur. Afazi, beyin hasarı nedeniyle dil becerilerini kaybetme veya bozma eğilimindedir. Bu dil sorunu, konuşma anlama, konuşma üretme, kelime bulma ve ifade etme yeteneklerini etkileyebilir. Afazinin belirtileri, türüne bağlı olarak değişebilir, ancak aşağıda yaygın afazi belirtileri bulunmaktadır: 1. Afaziye sahip kişiler sık sık kelimeleri hatırlayamazlar veya yanlış kelimeleri kullanırlar. 2. Kişi, başkalarının konuştuğunu veya yazdığını anlamakta zorluk çekebilir. Basit talimatları anlama yeteneği bile etkilenebilir. 3. Afazi, konuşma akıcılığını bozabilir. Konuşma sırasında takılmalar, tekrarlar veya boşluklar olabilir. 4. Bazı afazi türlerinde, kişi kelimeleri karıştırabilir veya farklı kelimeleri bir araya getirebilir. 5. Kişi, belirli kavramları veya ifadeleri ifade etmekte güçlük çekebilir. 6. Afaziye sahip bir kişi, daha önce düzgünce konuşurken birdenbire konuşma becerilerini kaybedebilir. 7. Yazma becerileri de afazi tarafından etkilenebilir. Kişi, yazılı ifadelerde benzer sorunları yaşayabilir. 8. Afazi, kişinin isimleri, nesneleri veya tanıdık yerleri hatırlama yeteneğini etkileyebilir. 9. Afaziye sahip kişiler, sözcükleri işlemek ve hızlı cevap vermek konusunda zorlanabilirler. 10. Afazi, dil yeteneğinin tamamen kaybına kadar ilerleyebilir, ancak bazı kişilerde daha hafif veya geçici olabilir. Afazi türleri arasında Broca afazisi (konuşma üretme güçlüğü), Wernicke afazisi (anlama ve dil anlamını kaybetme), Anomia (kelime bulma güçlüğü) ve İşitsel Afazi (işitsel bilgileri işlemekte zorluk) gibi farklı türler bulunur. Afazi, genellikle nörolojik bir olayın sonucu olarak ortaya çıkar, özellikle felç, beyin travması veya tümörler gibi durumlarda görülür. Afazi teşhisi ve tedavisi için bir nörolog veya konuşma terapisti tarafından bir değerlendirme yapılması gerekebilir. Tedavi, afazinin türüne bağlı olarak konuşma terapisi, dil rehabilitasyonu veya başka tedavi seçeneklerini içerebilir. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #afazi #izmirafazi #bornova #bayraklı #menemen #çiğli #ksk #dilgemizmir
Down sendromu, genetik bir bozukluk olan trizomi 21'in bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu sendrom, bireylerin kromozomlarının normalden farklı bir şekilde çoğaltılması sonucu oluşur ve bireylerin fiziksel ve zihinsel gelişimini etkiler. İşte Down sendromunun belirtileri: 1. Fiziksel Belirtiler: 🎯 Yüzde karakteristik özellikler: Yüz yapısı, düşük kas hali, küçük burun köprüsü, amigdala gözler (küçük yatay çizgiler), yuvarlak yüz şekli gibi belirgin fiziksel özellikler bulunabilir. 🎯 Kısa boy: Down sendromlu bireyler genellikle ortalamanın altında bir boyda olurlar. 🎯 Kas zayıflığı: Kas tonusu azalabilir ve kasların gelişimi daha yavaş olabilir. 🎯 Teknik olarak yaygın olarak "Down sendromu varyasyonları" olarak adlandırılan kalp hastalıkları veya diğer sağlık sorunları riski artabilir. 2. Zihinsel Belirtiler: 🎯 Zihinsel gelişim geriliği: Down sendromlu bireylerin zihinsel gelişimi genellikle ılımlı ila hafif düzeyde gecikir, ancak bu her birey için farklılık gösterebilir. 🎯 Dil gelişimi: Konuşma becerileri gelişmekte daha yavaş olabilir. İletişim genellikle temel işaret dili veya alternatif iletişim yöntemleri gibi diğer yöntemlerle desteklenir. 🎯 Öğrenme güçlükleri: Matematik, okuma ve yazma gibi akademik becerilerde güçlük yaşanabilir. 3. Davranışsal ve Sosyal Belirtiler: 🎯 Sosyal etkileşim: Down sendromlu bireyler genellikle diğer insanlarla etkileşim kurmada istekli ve sıcakkanlıdır. Ancak, sosyal becerilerde bazı zorluklar yaşayabilirler. 🎯 Kendine bakım: Temel günlük yaşam becerileri kazanmakta yardıma ihtiyaçları olabilirler. Down sendromunun belirtileri, her bireyde farklılık gösterebilir ve herkesin yaşam deneyimi benzersizdir. Erken tanı ve özel eğitim ve terapi hizmetleri, Down sendromlu bireylerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, sağlık sorunlarının erken tanı ve tedavisi önemlidir, özellikle kalp hastalığı gibi yaygın ek sağlık sorunları için. . . #downsendromu #downsendromuizmir #izmirdownsendromu #izmirdownsendromlularderneği #dilgemizmir
Sembolik oyun, çocukların bir nesneyi veya olayı temsil eden başka bir şey olarak kullanma yeteneğini ifade eder. Bu tür oyunlar, çocukların yaratıcılıklarını geliştirmelerine, dil becerilerini artırmalarına ve düşünme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. İşte sembolik oyunun özellikleri: 1. Temsil Yeteneği: Sembolik oyun, çocukların nesneleri veya olayları başka bir şey olarak kullanma yeteneği üzerine kuruludur. Örneğin, bir oyuncak bebek, gerçek bir bebek olarak kabul edilir. 2. Yaratıcılık: Sembolik oyun, çocukların yaratıcılıklarını geliştirmelerine yardımcı olur. Çocuklar, nesneleri farklı şekillerde kullanarak hayal güçlerini kullanırlar. 3. İşbirliği: Sembolik oyun, çocukların başkalarıyla işbirliği yapmalarına ve birlikte hikayeler oluşturmalarına olanak tanır. Bu, sosyal becerilerin gelişmesine katkı sağlar. 4. Duygusal İfade: Sembolik oyun, çocukların duygusal deneyimlerini ifade etmelerine yardımcı olabilir. Oyuncaklar aracılığıyla duygularını canlandırabilirler. 5. Dil Gelişimi: Bu tür oyunlar, dil gelişimini destekler. Çocuklar, oyunda kullanılan nesneleri veya karakterleri adlandırarak kelime bilgilerini artırabilirler. 6. Rol Oynama: Sembolik oyun, çocukların farklı rolleri denemelerine ve başka bir karakteri canlandırmalarına olanak tanır. Bu, empati yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. 7. Soyut Düşünme: Çocuklar sembolik oyunlar sırasında soyut düşünme yeteneklerini geliştirirler. Gerçek olmayan bir senaryo üzerinde düşünme ve plan yapma fırsatı bulurlar. 8. Yaş Gruplarına Uygunluk: Sembolik oyunlar, farklı yaş gruplarına uygun şekilde uyarlanabilir. Küçük çocuklar basit rol oyunları oynayabilirken, daha büyük çocuklar daha karmaşık senaryoları yönetebilirler. 9. Oyun Alanının Genişlemesi: Sembolik oyunlar, oyun alanının fiziksel sınırlarını aşabilir. Çocuklar, oyunlarını iç mekanlarda veya dışarıda geniş bir alanda oynayabilirler. ➡️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #oyunterapiizmir #izmiroyunterapisi #çiğlioyunterapisi #menemenoyunterapisi #bornovaoyunterapisi #dilgemizmir
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), genellikle üç ana kategoriye ayrılan belirtilere sahiptir: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. İşte her bir kategoriye ait bazı belirtiler: 1. Dikkat Eksikliği Belirtileri: 🎯 Zorlukla odaklanma: Görevleri bitirmekte veya dikkati sürdürmekte güçlük çekme. 🎯 Ayrıntılara dikkat etmeme: Hatalar yapma eğilimi, dikkat gerektiren işlerde dikkatsizlik. 🎯 İşleri düzenleme güçlüğü: Görevleri sıralama ve zamanı etkili kullanma konusunda zorluk. 🎯 Kaybolma eğilimi: Sık sık eşyaları unutma veya kaybetme. 2. Hiperaktivite Belirtileri: 🎯 Durmaksızın yerinde duramama: Sürekli kıpır kıpır olma ve oturamama. 🎯 Sık sık koşma veya tırmanma: Riskli davranışlara meyil. 🎯 Gereksiz konuşma: Sürekli konuşma ve sırayla beklememe. 🎯 Sessiz oturmada zorluk: Sessiz ve sakin bir şekilde oturmakta güçlük. 3. Dürtüsellik Belirtileri: 🎯 Düşünmeden hareket etme: Aniden davranma ve sonuçları düşünmeden tepki verme. 🎯 Bekleme güçlüğü: Sırasını beklemekte ve sabretmekte zorlanma. 🎯 Konuşmada dürtüsellik: Başkalarının sözünü kesme veya konuyu değiştirme. DEHB belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve yaşamın farklı alanlarında işlevselliği etkileyebilir. Tanı koymak için bir uzmana başvurmak önemlidir. Tedavi genellikle bilişsel davranış terapisi, ilaçlar ve eğitim desteği gibi yöntemlerle yönetilir. DEHB tedavisi, belirtileri hafifletmek ve kişinin yaşam kalitesini artırmak için tasarlanır. ⁉️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #dikkateksikliğiizmir #izmirdikkateksikliğitedavisi #dikkateksikliğihiperaktivitebozukluğu #dilgemizmir
Dil ve konuşma terapisi, dil bozuklukları, konuşma bozuklukları veya iletişim güçlükleri yaşayan bireylerin dil becerilerini geliştirmek veya iyileştirmek için kullanılan bir terapi türüdür. İşte dil ve konuşma terapisi için etkili 20 strateji: 1. İşbirlikçi İş: Terapist, aile ve hasta arasında işbirliğini teşvik eder. Aile, tedavi sürecine aktif olarak katılır ve evde pratik yapma fırsatları sunar. 2. Bireyselleştirilmiş Tedavi: Her bireyin ihtiyaçları farklıdır, bu nedenle tedavi planı kişiye özel olmalıdır. 3. Değerlendirme ve Tanı: Doğru tanı, uygun terapi stratejilerini belirlemek için önemlidir. 4. Hedef Belirleme: Tedavi hedefleri belirlenir ve tedavi süreci bu hedeflere yönlendirilir. 5. Artikülasyon Terapisi: Konuşma seslerini düzelten ve düzgün telaffuz sağlayan bir stratejidir. 6. Sözcük Bilgisi Geliştirme: Kelime bilgisini artırarak daha zengin bir dil kullanımını teşvik eder. 7. İfade Terapisi: Cümle yapısı, gramer kuralları ve anlatım becerilerini geliştirmek için kullanılır. 8. Ses Terapisi: Ses tonu, ritim ve hızını düzeltmek için sesli terapi uygulanır. 9. İşitsel Algı Terapisi: İşitsel algı becerilerini artırmak için kullanılır ve konuşulanları daha iyi anlamayı teşvik eder. . . #dilkonuşmaizmir #izmirdilkonuşma #çiğlidilkonuşma #dktizmir #dilgemizmir
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Şubelerimiz ve Kurumsal Çözüm Ortaklarımız aracılığıyla RAM Raporları doğrultusunda Ücretsiz Özel Eğitim Hizmeti sunuyoruz. Sizi en yakın Şubemiz ya da Kurumsal Çözüm Ortağımıza yönlendirebilmemiz için lütfen 0 533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza Mesaj Gönderiniz ya da Doğrudan Mesaj (DM) yoluyla iletişim kurunuz. DİLGEM İzmir’i tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. . . . #özelğitimizmir #izmirözeleğitim #çiğliözeleğitim #bornovaozelegitim #bayraklıozelegitim #menemenözeleğitim #dilgemizmir
8 Eylül, Dünya Fizyoterapistler Günü olarak kutlanan özel bir gündür. Bu gün, fizyoterapistlerin sağlık alanındaki önemli rollerini vurgulamak, çalışmalarını ve katkılarını kutlamak için dünya genelinde bir fırsattır. Fizyoterapistler, insanların fiziksel sağlığını iyileştirmek, hareket kabiliyetini artırmak, ağrıları tedavi etmek ve rehabilitasyon süreçlerini yönlendirmek gibi çeşitli görevleri üstlenirler. Spor yaralanmalarından, nörolojik rahatsızlıklara ve kas-iskelet sistemine kadar geniş bir yelpazede hastalara yardımcı olurlar. Dünya Fizyoterapistler Günü, fizyoterapistlerin toplum sağlığına olan olumlu katkılarını kutlama ve takdir etme amacı taşır. Aynı zamanda bu gün, toplumda fizyoterapistlerin farkındalığını artırmak ve bu alandaki çalışmalara destek vermek için bir fırsattır. Fizyoterapistlerin sağlık ve rehabilitasyon süreçlerindeki önemli rolünü kutlamak için bu günü coşkuyla kutlayabiliriz. . . . #8eylüldünyafizyoterapistlergünü #fizyoterapi #izmirfizyoterapist #izmirfizyoterapi #dilgemizmir
Özgül öğrenme güçlüğü (Specific Learning Disability veya SLD), bireylerin temel okuma, yazma veya matematik becerilerini öğrenme konusunda zorluk yaşadığı bir öğrenme bozukluğudur. Belirtileri, bireyden bireye farklılık gösterebilir, ancak aşağıda genel olarak gözlemlenen bazı belirtileri bulunmaktadır: 1. Okuma Güçlüğü (Disleksi): 🎯 Kelimeleri yanlış okuma veya harf sıralamalarını karıştırma. 🎯 Okuma hızının düşük olması. 🎯 Okunan metni anlama zorluğu. 🎯 Sözcüklerin doğru telaffuz edilememesi. 2. Yazma Güçlüğü (Disgrafi): 🎯 Yazılı ifadelerde hatalar yapma (örneğin, harf atlamaları veya eklemeleri). 🎯 El yazısı zorlukları (okunaklı olmayan yazılar yazma). 🎯 Yazılı kompozisyonların düzenlenmesi ve organize edilmesi konusundaki zorluklar. 3. Matematik Güçlüğü (Diskalkuli): 🎯 Temel matematik işlemlerini öğrenme zorluğu. 🎯 Sayıları sıralama veya gruplama zorluğu. 🎯 Matematiksel sembollerin anlamını anlamada zorluk. 4. İşitsel ve Görsel Algı Güçlükleri: 🎯 Söylenenleri veya okunanları anlamada zorluk. 🎯 Kelimeleri veya harf seslerini karıştırma. 5. Konsantrasyon Sorunları ve Dikkat Eksikliği: 🎯 Derslerde veya görevlerde dikkatini sürdürme zorluğu. 🎯 Kolayca dikkatinin dağılması ve hatalı çalışma sonuçları. 6. Bellek Problemleri: 🎯 Bilgiyi hatırlama veya öğrenme zorluğu. 🎯 Özellikle kısa vadeli bellek zorlukları. 7. Zaman Yönetimi ve Organizasyon Güçlüğü: 🎯 Görevleri sıralama ve zamanı etkili bir şekilde yönetme zorluğu. Bu belirtiler, bir bireyde tek başına veya birkaçı bir arada görülebilir. Özgül öğrenme güçlüğü, genellikle bireyin zeka düzeyi ile ilgili değildir ve özel eğitim veya terapi ile desteklenerek atlatılabilir. Tanı ve destek için bir uzmana başvurmak önemlidir, çünkü bu güçlüklerin erken teşhisi ve uygun müdahale, bireyin akademik başarısını artırabilir. ➡️ Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . #izmirdisleksi #dispraksiizmir #diskalkuliizmir #disgrafiizmir #izmiröğrenmegüçlüğü #çiğlidisleksi #dilgemizmir
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Şubelerimiz ve Kurumsal Çözüm Ortaklarımız aracılığıyla Eylül 2023 Ayı boyunca Ücretsiz Dil ve Konuşma Terapisi Değerlendirme Hizmeti sunacağız. Ücretsiz Dil ve Konuşma Terapisi Değerlendirme Hizmetinden faydalanmak için 0 533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza Mesaj Gönderiniz ya da Doğrudan Mesaj (DM) yoluyla iletişim kurabilirsiniz. DİLGEM İZMİR’ i tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. . . . #izmirdilkonuşma #izmirdilvekonuşmaterapisi #dilkonuşmaizmir #çiğlidilkonuşma #dilgemizmir
Özel eğitimde erken tanı, erken ve yoğun eğitim esastır. Bu yüzden DİLGEM olarak şubelerimizde öğrencilerimize yönelik Tam Gün Özel Eğitim veriyoruz. 🔎 Nasıl bir değerlendirme hizmeti sunuyoruz? Öğrencilerimizi daha yakından tanımak ve onlara doğru eğitim hedefleri koyabilmek adına kurum psikologlarımız aracılığıyla anamnez alımı yapıyoruz. Daha sonra Türk çocukları için geliştirilmiş ya da uyarlanmış test, envanter ve ölçekler aracılığıyla uçtan uca bir değerlendirme alıyoruz. Ardından çocuğunuzu Dil ve Konuşma Terapisti, Ergoterapist, Fizyoterapist ve Özel Eğitim Öğretmeninden oluşan bir ekip sıra ile değerlendiriyor. Değerlendirme seansları bittikten sonra Kurum Müdürümüz liderliğinde Psikolog, Dil ve Konuşma Terapisti, Ergoterapist, Fizyoterapist ve Özel Eğitim Öğretmeninden oluşan ekibimiz bir masa etrafında toplanıp çocuğunuz için en uygun eğitim programına ve gruba karar verecektir. Çocuğunuzun yerleşeceği eğitim programı ve grup belirlenirken engel türü, yaşı ve gelişimsel düzeyi dikkate alınacaktır. 🔎 Nasıl bir özel eğitim hizmeti sunuyoruz? Çocuğunuza, yerleşmiş olduğu homojen sınıfta 09.00-17.00 saatleri arasında hafta içi 5 gün 2 Öğretmen eşliğinde eğitim sunuyoruz. Çocuğunuz bir yandan yaşıtlarıyla beraber grup içinde eğitimini alırken bir yandan da Destek Eğitim Sınıflarımızda bireysel ihtiyaçlarına yönelik Psikolog, Dil ve Konuşma Terapisti, Ergoterapist, Fizyoterapist ve Özel Eğitim Öğretmeninden oluşan ekibimiz tarafından bireysel olarak desteklenecektir. “Tam Gün Özel Eğitim, Her Çocuğun Hakkıdır.” Sorularınız için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . . #izmireğitim #izmirözeleğitim #çiğliözeleğitim #bornovaozelegitim #bayraklıözeleğitim #tamgünözeleğitim #dilgemizmir
Floortime, otizm spektrum bozukluğu (ASD) olan çocukların gelişimini desteklemek için kullanılan bir terapi ve eğitim modelidir. Floortime, çocuğun ilgi alanlarına dayalı olarak etkileşim kurarak, iletişim, duygusal bağlanma ve sosyal becerilerin geliştirilmesini hedefler. Bu modelde, çocuk merkeze alınır ve onun ilgi alanları ve tercihleri dikkate alınarak etkileşimler oluşturulur. Floortime, aşağıdaki aşamalardan oluşur: 1. İzleme ve Katılma: işiÇocuğun ilgi gösterdiği aktiviteleri belirlemek ve bu aktivitelere katılmak, çocuğun dikkatini çekmeye yardımcı olur. 2. Tepki Verme: Çocuğun girişimlerine yanıt vermek ve onunla iletişim kurmak, duygusal bağlanmayı artırır. 3. Ortak Oyun: Çocuğun ilgi gösterdiği aktivitelere dahil olarak, onunla birlikte oyunlar oynamak, sosyal becerileri ve işbirliğini teşvik eder. 4. Yaratıcı Etkileşimler: Çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını destekleyen etkileşimler oluşturmak, iletişim becerilerini geliştirebilir. 5. Yüksek Seviyeli Etkileşimler: Çocuğun dikkatini ve ilgisini daha karmaşık etkinliklere yönlendirmek, problem çözme yeteneklerini artırabilir. Floortime modeli, çocuğun ihtiyaçlarına göre adapte edilebilir ve ailelerin çocuklarına evde de uygulayabileceği yöntemleri içerebilir. Bu model, çocuğun bireysel farklılıklarını ve özel ilgi alanlarını önemseyen bir yaklaşım sunar. Ancak unutulmaması gereken nokta, her çocuğun farklı olduğu ve otizm spektrum bozukluğunun da geniş bir yelpazede görüldüğüdür. Floortime gibi yöntemlerin etkisi bireyden bireye değişebilir. Bu nedenle uzmanlarla işbirliği yaparak, çocuğun ihtiyaçlarına en uygun yaklaşımın belirlenmesi önemlidir. Soru, Görüş ve Uzman Desteği için 0533 020 14 93 numaralı WhatsApp Hattımıza mesaj yollayınız. . . . #izmirfloortime #floortimetherapy #floortimeizmir #terapizmir #dilgemizmir